Karamürsel'e Has Sözcükler ve Deyimler

Karamürsel'e Has Sözcükler ve Deyimler

KARAMÜRSEL’E HAS SÖZCÜKLER, DEYİMLER:

Alaz : Alev

Bıldır : Geçen Yıl

Camız : Manda

Cereyan : Elektrik

Cılk : Bozuk

Cıpkı : İnce Sopa

Culuk : Hindi

Çember : Baş örtüsü

Dam : Çatı  

Dırdır : Konuşarak bıktırma

Esvap : Çamaşır

Ferasetli : Düşünceli

Fışkı : Hayvan Pisliği  

Harar : Büyük Çuval  

Hayıflanmak : Üzülmek, Sıkılmak

Hayta : Yaramaz  

Irak : Uzak

İşçi : Amele  

İşkilli : Kuşkulu

İşmar : İşaret

Kafa Kağıdı : Nüfus Kağıdı  

Mayışmak : Uyuşuk olma

Mektep : Okul

Mıymıntı : Yapışkan, hoşlanılmayan kimse

Muallim : Öğretmen

Müzevir : Laf götürüp getiren

Natura : Bünye

Para : Pangonot  

Patak : Dayak

Peşkir : Havlu

Sahan : Tabak  

Urgan : İp 

Uşak : Çocuk

Yazı : Arazi 

KARAMÜRSELLİ  DEYİMLERİ:  

Ufak tefek gördün de Karamürsel sepetimi sandın!..

Açıklama:

  1. Deyimin manası: Kişinin dış görünüşüne bakıp hükme varmak yanlıştır. Hele kişinin dış görünüşünü küçük ve çelimsiz görüp değer vermemek; işe yaramaz olarak nitelemek çok yanlıştır. Referans: Atasözleri ve deyimler Sözlüğü,Sabah Kitapları, Sayfa 380.

 2. Deyimin Öyküsü: Buharlı yandan çarklı vapurların İstanbul-Karamürsel-İzmit arasında sefer yaptığı yıllarda: Karamürsel'e büyük sayıda küçük  boş vişne sepetleri İstanbul'dan gönderilirmiş. İskele meydanında depolanan bu sepetler: O zamanlar iyi bir kiraz ve vişne üreticisi olan Karamürselliler tarafından doldurarak İstanbul'a sevk edilmek üzere yine iskele meydanında toplanırmış. 

Bu sepet görüntüsü, deyimi oluşturmuş. Dışına veya boş sepete bakıp yanılmamalı, onu içi ile değerlendirmeli.

3. Deyimin Diğer Bir Öyküsü:Rahmetli İbrahim Pınarbaşı'ndan nakleden sayın Emin Doğansoy.

  Hereke Fabrikasının açılış törenine, Osmanlı Sarayının ileri gelenleri katılıyor. Karamürsel'den sepet içinde gönderilen hediye kiraz, önce miktarı bakımından Saraylılarca küçümseniyor. Ama o küçük görünen sepetten, ortaya getirilen tepsi silme dolduğu gibi, bir miktarda sepette kalıyor. O gün doğan espri,  yaygınlaşarak deyim halini alıyor.

Yalovalıdan dostun varsa, düşmana gerek yoktur.

Özlü Sözün Hikayesi: Yalova ve Karamürsel iki komşu ilçedir. Karamürsel komşuluk gerekleri ne ise daima fazlası ile yerine getirmiştir. Bir sabah uyandıklarında, Karamürselliler Yalova'nın; ata yadigarı Karamürsel topraklarını alarak il olduğunu öğrenmişlerdir. O zamandan beri bu özlü söz sık sık söylenir olmuştur.

Allah iyilerle karşılaştırsın.

Allah ömrünü uzun etsin.

Alışmış kudurmuştan beterdir.

Büyük lokma ye, büyük söyleme.

Dağına göre kış olur.

Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde gelmez.

Ele verir talkını, kendi yutar salkımı.

Oğlan dayıya, kız halaya benzer.

Öküz öldü, ortaklık bitti.

Yüz verdik, astarını ister.

Sabır ile koruk helva, dut yaprağı atlas olur.

Et tırnaktan ayrılmaz.

Bir nalına vurur, bir mıhına.

Adı çıktı dokuza, inmez sekize.

Ecel geldi, baş ağrısı bahane.

Az yaşa uz yaşa akibet gelir başa.

Eceli gelen köpek, cami duvarına işer.

Halep oradaysa, arşın burada.

Tuttuğun altın olsun.

Unu eledik, eleği duvara astık.